Sizin hayatınıza insan kılıfı altında kaçınamadığınız bir kötülük karıştı mı hiç? Hatta kapıyı kendi ellerinizle açmanıza sebep masumiyetiniz, hayat dersiniz oldu mu?
Karşınızda dikilen, kendisini öyle ustalıkla gizleyebilen bir fenalık ki, su katılmamış bir gudubet. İşte mahareti de burada. İyi insanlara kendini “Duru İyi” gibi gösterebilen “Duru İblis”. Ahh, o canım Duru ismine yazık, böyle bir bulaşla yan yana anılmak!
Peki kötülük nedir? Kötülük sadece canlıya kastetmek midir? İnsana, hayvana, doğaya eziyet etmek midir? Haksız kazanç edinmek veya dünyayı yağmalamak mıdır?
Bunların hepsi doğru işleyen bir adalet sistemi içinde cezai karşılığı olan suçlardır şüphesiz. Peki ya hukuksal düzende karşılığı olmayan ya da yol açtığı zararları ispatlamanın güç olduğu kötülükler. Onları ne yapmalı?
Haset mesela; sonra kıskançlık, soysuz emellerle dedikodu yapmak, birini diğerine karşı kışkırtmak, spekülatif niyetle bilgi toplamak ve yaymak, insanları birbirine düşürmek, yaygara çıkarmak, çirkinliğini maskelemek, hep çirkef bir zemin yaratmak, yolların taşlarını ihanetle döşemek.
Mutlu insanlara göz dikmek, mutluluklarını bozmak için her tezgahı kurmak. Dost kisvesi altında kendi dünyalarında yaşayan güzel insanlara yanaşarak sırtlan gibi pusuda beklemek.
İlişki ağları kurmak, kifayetsizliğini parlatmak, göz boyayarak yıkımı, yapım gibi göstermek, menfaat ortaklarına dahi iki yüzlü, hain ve tehlikeli olmak.
İnsanları kullanmanın her yolunu denemek, sırtlarından hançerlemek için fırsat kollamak. Nerede bir mutluluk kümesi varsa bozmak hıncı ile gamlı baykuş gibi tepelerine tünemek. İyiliği yaşatmamayı kendi sefil hayatında amaç edinmek.
Kötülük saymakla biter mi? Bitmez!! Peki bu kötülüklerin hepsini birden üzerinde katıksız taşıyana ne denir? Duru iblis!