Yorum
Anlatmadım, duydun sandın
Söylemedim, bildin sandın
Taştı gözlerim
Ağladım sandın
Ben gittim
Kaldım sandın
Sebepsiz yere mutluyum
Umutluyum yarından nedensiz
Sanki her şey yeniden başlıyor
Kalbim bucaksız bir dehliz
Uzun bir yol var önümde
Kışkırtıcı, engelsiz
Adımlarıma naifçe değen
Yaşanası deneyimlerle döşenmiş
Çakıl taşları göz alıyor
Belli tek tek serpiştirilmiş
Öyle beyaz, öyle ışıklı
İnsanlığın eli değmemiş
Yaşanmaya hazır bir gelecek
Dünya var olamaz bensiz
De ki henüz başlıyor hayat
Ne yaşandığından habersiz
Öyle ki hatta
Asla yanıltmamış insanlar beni
Bir bebeğin alnı gibi ak kalpleri
Herkes tereddütsüz sevilesi
Aralarında yok hain
Aralarında yok erdemsiz
Kucaklamalı, bağrıma basarak
En masum görünenden başlayıp
Dünya biricik güzellikte
Havada leylak kokusu
Barış kapımızda, kaygılar nedensiz
Umut tek gerçeğim
Gerçekçilik mi o da ne
Aptalcasına optimizm tek felsefemiz
Tanrım koru beni
Durumun farkında olmayanlardan
Kendi sığınaklı dünyalarında
Sadece kendileri mutlu diye
Acıları yok sayanlardan
Bu kadar sürrealizm
Şiirlerde bile ağır yük
Ben iyiyim böyle
Kavrayabilmek en seçkin hediye
Gerçekler, umutlardan büyük…
Tekdüze olmalıydı aşkımız
Bildiklerimiz kadar sıradan
Sen elinde ekmek
Ben çorba karıştıran
Sevişmeler geceye sıkıştırılmış
Sabahında geceyi unutan
Akşam kucağında çiçekler
Renksiz ritüellerle aldanılan
Tatsız olmalıydı kavgalarımız
El değmiş ve ikircikli
Öfkelerimizden yoksun şiddetinde
Bucaksız hasretleri barındırmayan
Hep aynı limanlarda
Sığınaksız gemilere el sallayan
Bugün de öpmeliydim seni yarın da
Değişmez sıkıcılıkla
Gel’lerde filizlenip dallarım
Git’lerde ölmemeliydim
Onlar gibi sevmeliydik birbirimizi
Sahte huzurunda şahitlerin
Çılgınca bu biliyorum
Böylesi yormamalı aşk
Bitmeli uçurumlarda gezintilerim
Ellerin ellerimde yetinmeliyim
Öğütülmüş zaman dilimlerinde
Dingin olmalı çalkantılarımız
Bugün, yarın, daima seninim
Dur
Kapılıp, aldanma
Hiç olmadım ki kimsenin
Ben sonsuzluğa aitim
Varlığıma sığmazken ruhum
Ne sana aşkım biter
Ne senden vazgeçişlerim
Kabullenişin hükümranlığındayım
Ne tuhaf
En beklemediğim anda
Dönüştü birden kavgalarım
Yüzüme çarpıyor yanılgılarım
Özüm tek sırdaşım
Böyle uzlaşmazdım ben
Bu sükunet neden
Durdu mu yoksa nabız atışlarım
Yaşam kumdan ıssız kale
Sahici dostlarla vedalaşmalı mıyım
Hızlı geçti ömür dedikleri
Gizli tükenişimdi görmedikleri
Yorgunum, hevesim yitik
Demek ki artık bitti
Ümitlerim yılgın
Yaşamak delilikti
Gidemedim
Ürkekti cesaretim
Boğucu bir yalnızlık özgürlük
Suskun geceleri bileyemedim
Meltemler sıcak esmiyor
Sen tutunmadığında göğsümde
Irkçı bir hırçınlık barındırır
Yoksunluğun şehrimde
Şiirler kırıldı avuçlarımda
Mahşer yeri mısralar
Sen sustukça öyle kimsesiz
Yakına varmadı uzaklar