Tekil

Tekil

Derin bir soluk al Dolsun genzine İğde tüten nefesin Bilmez misin Ya olmayacak önünde bir yol Ya da varışı olmadan yürüyeceksin Piyonlar düştükçe Değişir hep vezirler Dingin kal İzleri sürüyorsun Şah’ın inine Sen yeniledikçe oyunu Yenilenmek zamanın lehine

O Bilmiyor

O Bilmiyor

Biri var. Az tanıdığım, uzaktan izlediğim, aralarda belli belirsiz varlığı gözüme takılan biri. Bana “Kürk Mantolu Madonna”da, Raif Efendi’yi hatırlatıyor. Gerçi ondan daha vakur. Gülmeyen çehresinin ördüğü duvar, onu kendi yalnızlığına mıhlarken, bizim uğultulu kalabalığımızdan ıssızca koruyor. Biliyorum, biraz gücüm olsa, yaralarından kendine ördüğü kozalağı kırabilir, kahırlı ömründen biraz diken toplayabilir, karşılığında hayattan bir tutam ümit verebilirim. Ama dediğim gibi, biraz gücüm olsa…

Hasret

Hasret

Mutlu şarkılar dinledik ve ayda yürüdük çıplak ayak Gökyüzüne tırmandık merdivensiz Fesleğenli sevdalar toplayarak Şimdi bu sahile vurmuş yosunlar Gözlerime değmeyen bu güneş Bu ıslık, bu martı, bu sabahlar Niye bu kadar suskun, niye böyle serkeş…