Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş

Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş

Bunca yıldır kitap okurum (ki, best seller kitaplara aldırmazlığım ile de kendimi payelendirmişimdir; buna “Gri’nin 50 Tonu”da dahil), gerçekten belki de ilk defa bir kitabı okurken bu kadar zorlanıp, yarıda bırakmaya durmaksızın niyetlenip, yine de bulduğum her boşlukta okumak için can attığım bir durum karmaşası yaşıyorum. Orhan Pamuk kitaplarının yaşattığı o hezeyandan bahsetmiyorum. Bunda, detaylı tasvirleri besleyen derin bir felsefe, bir o kadar saklı bir alaycılık, bozguna uğratılamaz bir tutarlılık, yazarın okuyucuyu satırların içine çekmek için sarf ettiği en küçük bir gayretinin olmamasına karşılık, okuyucunun romanı bitirmeden elinden bırakamayacağını mutlak gerçeklik saydığı müthiş kışkırtıcı bir sabır denemesi ile yüzleşiyor okur.

Seni okuyup, bitirmek üzereyim “Jose Saramago: Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş”. Ve seni usulca rafdaki yerine kaldırdığımda, bu hangimizin zaferi olacak bilmiyorum…