Bir sokak çalgıcısına rastladığında, onu sokaklardan para kazanan bir berduş gibi dinleme; ona saygı göster, müziğine kulak ver ve müziğini tamamladığında sadaka verir gibi üç kuruş atma önüne; rencide etme onu ve öyle geçindiğini unutma. Bir sokak ressamına rastladığında, onun yeteneğini görmezden gelme, ilgiyle izle, değer ver eserlerine. Tatil için ayırdığın paradan birazını, onun emeğine harcasan ne olur sanki; en fazla bir eksik içtiğin kahve, dokunmaz sana… Elinde gülle yanına yaklaşan satıcıyı tersleme, biliyorum çok ısrarcılar ama hayatın öğrettiği bu onlara. Bir sokak gösterisi izliyorsan, ödüllendir. Sıra, parasını ödemeye gelince, kaçışma; yakışmıyor bu küçük hesaplar sana.
Gün boyu keyfin için gezip, sonra “çok yoruldum” diye kendini leylak kokulu çarşaflara attığında, sokaklarda yatan evsizleri duyumsa. Para vermen gerekmez ama yakınlarda bir sıcak kahve, bir sıcak çörek varsa alabileceğin, koş al, nezaketle sun; ona insan olduğunu hatırlat, sen de hatırla. Tezgahında ıvır zıvır satan satıcıyı, “çakma bunlar” diye küçümseme; alma, beğenmiyorsan. Yine de bilemezsin, belki çok hasta bir çocuğun ilaç parası olacak, senin iki saat pazarlık yapıp aldığın o üç kuruşluk şey.
Tersleme camını silen o çoçuğu, elindeki mendili iğrenerek alma; onun oyuncağı olmadı ki hiç, bunu anlayabilir misin, duyumsa…
İnsanları yargılama; dinleri, mezhepleri, renkleri, cinsel tercihleri, sosyal konumları, yoksullukları ve senden nice farklılıkları yüzünden onları küçümseme, kibirle yaklaşma. Açık saçık giyimli ya da baştan aşağı kapalı diye nefret etme, kınama hemen. Nedenlerini anlamaya çalış. Çok mu zor; bir dene. Neden acımasızsın ki böyle. Hani hoşgörü diniydi inandığın İslamiyet. Arındır zihnini örümcek ağlarından. Sen önce ruhunu ıslah et…
Yaşantınla hava atma, gözümüze sokma; iğreti duruyorsun öyle olunca. Anlıyoruz biz senin o küçük oyunlarını. Yücelmiyorsun gözümde, daha zenginsin, varlıklısın diye. “Beğenimize sunma” demiyorum ama olmadığın gibi de görünme. En büyük zaafın senin, ilgi çekmek; yargılamıyorum seni. Yine de bu kadar duyarsız olma, senin dışındaki hayatlara…
Önyargılı olmak tanımadığın bir diğerine, en büyük şiddet; biliyorsun bence. İçten ol, samimi ol. Neden daha değerli, daha önemli saymalıyım ki seni bir diğerinden. Aynı toprak sarmayacak mı seni de, zamanın dolduğunda… İyi bir insan ol, merhametli ve vicdanlı ol. Duyumsa…
Zannetme ki ben başarabildim; gerçekten kolay değil, öze inebilmek. Uzağındayım gerçeğin ve bu örseliyor benliğimi. Ama telkin ediyorum kendime durmaksızın. Kavramaya çalışıyorum. Sevemem ki kendimi ne de seni, iyiliği görmezsem içimizde…