“En kahreden soru nedir?” deseler, gidenin ardından “kaç yaşındaydı?” diye sorulmasıdır derim tereddütsüz. Babamı kaybetmem üzerinden geçen günler boyunca, bu soruya sayısız defa yanıt verdim. Benim babam kaç yaşında olabilir? 40 yaşında olabilir mi örneğin veya 50… Soranın, üzmek niyeti ile sormadığını biliyorum ancak içgüdüsel bir hesaplama isteği ile soruyor merak eden. Yani ne kadar yaşlıysa giden, o kadar hak ona ölüm diye bir muhasebe yapıyor. Muhtemelen bir sıralama yapıyor zihninde. Bildiği tüm diğer ölümlerle kıyaslıyor. Yaşlı olanları ölüm kucakladığında, ezberi bozulmuyor ve yaşanmış bir ömür, ölümü meşru kılıyor. Elbette ne kadar genç ise insan, o kadar uzun bir hayat olmalı önünde ve şüphesiz sıra ile olmalı yaşama veda… Bu yadsınabilir mi? Tanrı korusun sevdiklerimizi, gençleri. Ömürleri çok uzun olsun. Ama sırf yaşlıydı diye ölümü yakıştırmak veda edene, reva mı? Ya sadece yaş almışsa ama yaşlanmamışsa… Ya sımsıkı tutunmuşsa yaşama ve dolduruyorsa sevdiklerinin hayatını… Hiç hazırlamamışsa ayrılığa onu çok sevenleri? Yine de ezberimize mi tutunmalı…
Ben kendimle ilgili bütün bu kederli günler boyunca fark ettim ki, tamamen bir savunma mekanizması geliştirmişim farkında olmadan. Babamın ne zaman yaşı sorulsa hemen ardından anlatmaya başlamışım onun aslında ne kadar sağlıklı olduğunu, aklının fikrinin berraklığını, üzerinde çalıştığı kitabın yayına hazır olduğunu, derin diplomasi bilgisini, bir tarihçi, bir sanatçı, bir ressam kadar engin entelektüel birikimini, en ufak bir hafıza deformasyonu yaşamadığını ve daha aklıma ne gelirse. Anladım ki sessiz çığlıklar atıp durmuşum, sırf ölümü yakıştırmasınlar ona diye. Sırf, “yaşlıymış ama” demesinler diye.
Şöyle bir kendimi tartıyorum da hayatım boyunca ben yaşlı birisi öldüğünde, arkada kalan yakınlarına “kaç yaşındaydı” diye sormadım. Bunun üzeceğini bildim. En genç ve cahil yıllarımda bile kavradım ki, her ölüm erken ölümdür… Acı verir, üzer, hiçbir söz teselli etmez. İşte bu yüzden sormamalı, “kaç yaşındaydı” diye. Bu yüzden siz de sormayın olur mu… Sormayın, ne olur sormayın. Yaşı yoktur çünkü sonsuz doğuya göç edenlerin…