Anneme;
Herkese merhaba,
Bir fikir olarak, kendimce, insan aklı, kum tanelerinden oluşur. Gerçek olmayan bir hacim yönetir seni. Aralarındaki boşlukları farketmek kişinin kendisine kalmış, ‘gerçek’ arayışının tutkusuyla orantılı. Bu aradaki boşlukları doldurabildiğin kadar, gerçek bir hacime ulaşır aklın. Bir yerde bıraktığın yansımalar veya kurduğun iletişimlerde, karşındaki özne ile kesişmenin büyüklüğü, aklının hacmi kadar değil, özkütlesi kadardır. Birim hacim başına düşen kum tanesi kadar yani gerçek sen kadar. Çünkü senin farketmediğin boşlukların aslında çıplak gözle bile çok belirgindir ve içinde senin dışında kalan sana ait olmayan çok şey barındırır ve bu farkedilir.
Bu boşlukların üstünü örterek değil de boşlukları birbirine yakınlaştırarak, insanın kendine ulaşması daha mümkün. Bu tanelerin aralarındaki boşlukların büyüklüğü kadar geçirgen olursun, insanlara, olaylara ve mekanlara karşı. Her şeyin senden geçmesini istemediğin halde, bazı şeylere dur diyebilmek istediğinde, aklına karşı çoğunlukla kayıtsız kalman gereği bunu başaramayabilirsin.
Daha kati bir halle, yarı geçirgen olmak istersen, en sevdiğim yazarlardan biri olan annemle bir yolculuğa çıkmak, bir çözüm olabilir. Kendini ve senin kum tanelerinin aralarındaki uzaklığı, hikayelerinin arasında bulabilirsin. Yazıları, uzun yola çıkmak isteyen herkese, tüm yol boyunca sohbete eşlik etmesini istediği, hiç kapatmak istemeyeceğin bir çalma listesi olacak. Şiddetle tavsiye ederim.
Doruk Çetintaş